Benim
gibi kadınlar yalnız ve bir o kadar da kalabalık duygulara sahiptirler okyanus
gibi olan hislerimiz değişkendir hangi dalganın bizi sürükleyeceğine rüzgar
karar verir bunu biz belirlemeyiz kendimizi okyanusa teslim ederiz.Kıyılarımız
değişkendir kendimizi kısıtlamayız ama herzaman için dönüp dolaşacağımız bir
koyumuz vardır.Bizler yaşamayız dalgaların bizi alıp götürmesini bekleriz
yaşamak sözcüğü benim gibi kadınlara pek uymaz bizler daha çok sürüklenmeyi
tercih ederiz aşklarımızla, umutsuz mutluluklarımızla sürüklenmeyi..Gerçi hangi
dalganın bizi yaşama götüreceğini bilemeyiz zaten bizi yaşamdan buraya
sürükleyende dalgalarımızdır.
Tanrıyı
karşı cinsimizi yaratmış olma beceriksizliğinden dolayı suçlamayız baksanıza
tanrı bile kusursuz değil böylesine amatörce yarattığı bir cinsin sorumluluğu
almak istemediğinden onları dünya denilen çöplüğe boşaltmış.Kendi cinsimize
gelince bizler tanrının ustalık döneminde yaratılmış olanlarız şarap içerken
hayal ettiği dudaklarımız sonucu var olduk.Bizlerin bu çöplükte işi ne sorusu
akıllarda tabi şöyle anlatayım tanrının ustalıkla yarattığı kadınlara olan
zaafı ve onları arzulaması sebepiyle bizleri kendinden uzaklaştırmak istemiştir
bu nedenden ötürü bizleri dalgalarla sürüklemiştir.
tanrı kusursuz değil mi?
YanıtlaSil